Cumhuriyetin 101. yaşını Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata geçirdiği devrimlere ağır eleştirilerin, ulusal bütünlüğümüzü koruyan Anayasa’nın ilk 4 maddesinin kaldırılmasına yönelik karanlık açıklamaların ve Ankara’da TUSAŞ’a düzenlenen terörist saldırının burukluğu ile kutluyoruz.
Emperyalist işgalci kuvvetlere karşı kazanılan savaşın ardından Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarınca oluşturulan Cumhuriyet, Türkiye’nin çağdaş ülkeler düzeyine yükselmesinin mihenk taşıdır. Son yıllarda karanlık güçler tarafından ağır saldırılara uğramasına karşın kurulduğu 29 Ekim 1923'ten bu yana varlığını kararlılıkla sürdürmektedir.
Her ülkeye nasip olmayacak şekilde geçen yıl 100 yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti, kurucu liderin hedefleri doğrultusunda dimdik ilerlemektedir. Arada bir yol kazasına uğrasa bile Cumhuriyetin varlığı ülkenin güvencesi, halkın umududur.
Geçen yıl Filistin-İsrail çatışmaları nedeniyle birçok 100. Yıl etkinliği iptal edilmişti. Ancak halk, meydanlarda coşkulu kutlamalar ve Anıtkabir’e akın akın koşarak kurucu liderine gönülden bağlılığını bir kez daha bazı çevrelere göstermişti.
Cumhuriyete ve kurucu liderin devrimlerine ağır eleştiriler, hakaretler arsızca sürüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı Anayasa’nın 4. maddesinin kaldırılması öneriliyor.
Cumhur İttifakı’nın ortağı HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Türk milletine “ahmak” diyerek Anayasa’nın 4. Maddesine karşı olduklarını ve kaldırılmasını istediklerini televizyon ekranlarından bağıra bağıra söyleyebiliyor. Yok edilmesini savunduğu Anayasa’nın 4. Maddesi Cumhuriyetin nitelikleri ile ilk 3 maddenin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceğini öngörüyor.
Eğer 4. Madde kaldırılırsa “Devletin şekli Cumhuriyettir, Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür, dili Türkçedir, bayrağı ay yıldızlı al bayraktır, milli marşı İstiklal Marşı’dır, başkenti Ankara’dır” yazılı Anayasa’nın ilk 3 maddesin değiştirilmesine olanak hazırlanacak, ardından ortada Cumhuriyet diye bir rejim kalmayacak.
Öyle uyanıklar ki, “Bizim ilk 3 madde ile sorunumuz yok. Sadece 4. Maddeye karşıyız” diyerek gizli emellerini açıklayamıyorlar. Karşı oldukları 4. Maddeyi kaldırırlarsa sıra ilk 3 maddenin değiştirilmesine gelecek. Ondan sonra laiklik kalkacak, Cumhuriyet yerine tarikat ve cemaatlerin ısrarla savunduğu Ortadoğu rejimleri gelecek. Halkın Cumhuriyete bağlılığını bildikleri halde bu görüşlerini belirli aralıklarla gündeme taşıyorlar.
HÜDA-PAR Genel Başkanı’nın ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Anayasa’nın 3. Maddesine yönelik sözleri dikkat çekiciydi. Atatürk’ün kurduğu Meclis’te başkanlık gibi son derece önemli bir görevi yürüten Numan Kurtulmuş, gelen tepkiler üzerine çark etti, derin sessizliğe büründü. Bunlar hep böyledir zaten. Kamuoyunun tepkisini ölçmek için önce akıllarındakini söylerler, ağır eleştiri gelince susarlar. Meclis başkanının Anayasa’nın 3. Maddesini tartışmaya açması bulunduğu konuma son derece aykırı tutumdu.
Ya terörist elebaşısını DEM Parti Grubunda konuşmaya davet eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ne demeli? Türk milliyetçiliğini kimseye bırakmayan MHP liderinin bu konuşması tabanında bile tepki ile karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha seçime girebilmesi adına olası Anayasa değişikliğinde DEM’in desteğini alabilmekten başka anlam çıkmıyor bu davetten.
Hadi diyelim, terörist başı -olmaz ya- PKK’ya yurt içinde silah bıraktırdı. Ya Suriye’ni kuzeyinde ABD kontrolündeki YPG-PYD silah bırakır mı? Ağa babaları ABD istemeden bir adım atmaz teröristler. Önceki açılımın olumsuz sonucunu yaşadı bu ülke. Bahçeli’nin konuşmasının hemen ardından eli kanlı örgütün 5 kişiyi şehit ettiği TUSAŞ saldırısına ne anlam yüklenmeli?
Devlet Bahçeli’nin konuşması on binlerce şehit ailelerini ve gazileri oldukça incitti, kalplerini yaraladı. Zaten Devlet Bahçeli, yaptığı sürpriz çıkış ve konuşmalarla ülkede ve siyasette önemli değişimlere yol açıyor. 2002 seçimlerinin yapılması, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş Bahçeli’nin kamuoyunu şaşırtan açıklamaları sonucu gerçekleşti. Şimdi de terörist başına çağrısı…
İşte böylesine bir ortamda Cumhuriyetin 101. Yıldönümünü coşku ile kutluyoruz. İnadına Cumhuriyet, inadına laiklik, inadına Anayasa’nın değiştirilemez ilk dört maddesi.