Toplumun en alt gelirine sahip, 7.500 lira aylıkla yaşamını sürdüren emekli meydanlara inerek yaşadıkları soruna isyan etti. Memurun, işçinin, esnafın, çiftçinin, dul ve yetimin durumu emekliden farklı değil.
Her gün zam, her gün can yakan hayat pahalılığı. Buna karşılık emeği ile geçinenlere ve emekliye yüzde 25 zam. Bu tablo karşısında emekliden “anlayış ve sabır” isteniyor, aylık zamları için yılbaşı işaret ediliyor. Sabır taşı olsa çatlar beklemekten. Bir gün dahi
bekleyecek durumda değiller. 3 ay nasıl tahammül etsin garibanlar.
Hal böyle iken dar ve sabit gelirlinin sesi olması gereken muhalefet kendi derdine düşmüş, iç hesaplaşma peşinde
Cumhurbaşkanlığı seçiminin yitirilmesinden ötürü üzerine düşen travmayı henüz atlatamayan ana muhalefet CHP, halkın sorunlarını unuttu, kurultay hesaplaşmasına kilitlendi. Elbette kurultay yapılacak. Lakin gündemden ırak kalınmayacak.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile değişimcilerin adayı Özgür Özel ve gazeteci yazar Örsan Kunter Öymen genel başkanlık için yarışacak. Birbirlerine yönelik suçlamalar, gizli delege oyunları CHP’nin bir numaralı gündemi oldu. Halk ibretle izliyor gelişmeleri.
14 Mayıs seçiminde 6’li masaya verilen 39 vekillik hesaplaşması gibi iç tartışmalardan
ötürü CHP, halkın derdine, isyanına tercüman olamaz hale geldi.
İYİ Parti ve Meral Akşener ayrı alem. Meral Hanım, yitirilen cumhurbaşkanlığı seçiminin faturasını “yanlış adaydı” dediği Kemal Kılıçdaroğlu’na keserek, yerel seçimlere her ilde kendi adayları ile katılacaklarını açıkladı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda haklı gerekçeleri olabilir. Keşke bu görüşünden dönmeseydi. İttifakı reddederek kendi adayları ile girecekleri yerel seçimlerde hüsrana uğramaları yüksek olasılık. Zira oy oranları bunu ortaya koyuyor. Hatta daha da gerileyebilirler.
Derin ekonomik sorunlar tepe yapmış, milyonlarca emekli, memur, işçi, dul ve yetim aldıkları maaş ve aylıkla geçinemez konumda. Yani hükümetin yumuşak karnı olan ekonomide kriz sürüyor. Halk derdini anlatacak, dile getirecek muhalefeti mumla
arıyor. Ama yoklar. Kendi iç sorunları ile uğraşıyorlar.
Suskunluk egemen CHP ve İYİ Parti’de. Medyaya verilen demeçler veya sosyal medyada yapılan paylaşımlarla zevahiri kurtarmaya çalışıyorlar. Ama yetmiyor, halk kanmıyor bu tür rutin demeçlere ve paylaşımlara.
Emekliler DİSK’in öncülüğünde 24 Eylül’de İstanbul’da toplanarak sorunlarını ve taleplerini siyasi iradeye duyurmaya çalıştı. Muhalefet partisinden bir yetkili ve vekil yoktu o mitingde.
Beyler, iç sorunlarınızdan sıyrılarak halkın yanına koşun, sesi olun. Seçmeni küstürmeyin. Böyle devam ederseniz yerel seçimlerde ağır yenilgi kaçınılmaz olur. Ardından ağlamak para etmez.
Mevcut ekonomik durumda rahmetli Süleyman Demirel muhalefet olsaydı, inanın tozunu attırırdı iktidarın. Nerede o eski siyasetçiler. Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Alpaslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Erdal İnönü siyasetin hakkını veriyordu.