YURTDIŞINDA ÇALIŞAN TÜRK İŞÇİLERİN DURUMU


Türkiye’de faaliyet gösteren Türk şirketleri son zamanlarda işleri gereği yurtdışında şubeler açarak faaliyet göstermekte ya da yurtdışında gerçekleştirilebilecek kısa süreli projeler yürütmektedir. Bu işlerin devamlılığının sağlanabilmesi için kimi zaman işin yapılabileceği ülkede bulunan yabancı işçileri çalıştırmakta kimi zaman ise, Türkiye’de faaliyetinden memnun olunan işçilerini yurtdışına istihdam etmektedir. Peki bu kapsamda yurt dışında çalışan işçinin, işçilik hakları ne olacaktır?

İkili İşgücü Anlaşmaları


Bir Türk işçinin yurtdışına çalışmak için gönderilmesi halinde öncelikli olarak işin gerçekleştirileceği ülke ile Türkiye arasında ikili işgücü anlaşmasının mevcut bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Şöyle ki; “İkili iş gücü anlaşmaları ile ülkeler arasında işlerin yürütülmesi amacı ile işçi gönderiminde kolaylık sağlayan, işçilerin haklarını ve çalışma koşullarını düzenleyen, olası bir uyuşmazlık halinde uygulanacak hukuk kurallarını belirleyen anlaşmalarıdır.” Bu kapsamda Türkiye ile mevcut ülke arasında bu anlaşmanın varlığı bulunuyor ve bu anlaşma ile işçinin hangi usuller ile yurtdışına gönderileceği konusunda özel bir düzenleme mevcut ise; işçi bu özel usule uygun olarak yurtdışına gönderilecektir.

Eğer; işçinin çalışmaya gönderileceği ülke ile Türkiye arasında işçinin gönderimine ilişkin özel bir usul belirlenmemiş ise bu halde Türk Hukukunda mevcut olan Yurtdışı İstihdam Yönetmeliği geçerli olacaktır. Yönetmeliğe göre; şirketlerin yurtdışına işçi göndermek istemeleri halinde işçi istihdamını Türkiye İş Kurumu tarafından izin verilmiş olan özel istihdam büroları aracılığıyla sağlamaları gerekmektedir. Ayrıca İşçisini istihdam etmiş olan işveren şirketin, işçiyi yurtdışına çalışmaya gönderebilmesi için de Yönetmeliğin 5.maddesinde sayılı belgeleri hazır etmeleri gerekmektedir.

Milletlerarası Özel Hukuk Uyarınca İş Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk


İşin yürütülmesinin yurtdışında gerçekleşmesi sebebi ile taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde yabancılık unsurunun varlığı kabul edilir. Ancak bu sözleşmelerde uyuşmazlık çıkması halinde;
Öncelikle taraflar, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari koruma saklı kalmak kaydıyla, iş sözleşmesi ve bundan doğan uyuşmazlıklara uygulanacak hukuku serbestçe seçebileceklerdir. Burada işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari korumanın saklı tutulmasının amacı işverenin işçiye, işvereni daha çok koruyan hükümleri dayatması ihtimaline karşı işçiye koruma sağlamaktır. Sözleşmeye ilişkin bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda seçilen hukukun ve işçinin mutad işyeri hukukunun ilgili hükümlerinden hangisi işçiye daha çok koruma sağlıyorsa o yer hukuku uygulama alanı bulacaktır.


Uygulanacak hukuka ilişkin bir seçim yapılmadığı takdirde iş sözleşmesine, işçinin mutad işyeri hukuku uygulanacaktır. İşçinin mutad işyeri hukukunun belirlenmesinde işçinin “işinin esasını nerede yaptığı” önem arz etmektedir. Geçici süreyle başka ülkede çalışma yapan işçinin mutad işyeri hukuku o ülke sayılmayacaktır.


İşçinin mutad işyeri yoksa ve işçi sürekli olarak birden fazla ülkede çalışma yapmaktaysa iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tabi olacaktır.
Tüm bu şartların mevcut olmasına karşın, sözleşmeye uygulanacak hukukun seçilmemesi durumunda, iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun varlığı halinde sözleşmeye bu hukuk uygulanabilecektir. Bu hususta hâkimin takdir yetkisi bulunmakta olup, daha sıkı ilişkili hukukun tespit edilmesine rağmen, diğer hukukun işçinin daha lehine olması halinde uyuşmazlığa o hukuku uygulayabilecektir.

Ancak yetkili hukukun uyuşmazlık ile ilgili hükmün açıkça Türk hukuk ve kamu düzenine aykırı olması halinde söz konusu hüküm uygulanmayacak ve Türk Hukuku uygulanacaktır.

MÖHUK m 6 gereği ise; yabancı hukuk kurallarının uygulandığı bir durumda, düzenleme amacı ve uygulama alanı bakımından Türk hukukunun doğrudan uygulanan kuralları kapsamında olan durumlarda Türk hukuk kuralı uygulanacaktır. Fazla çalışma saatleri sınırı, sosyal güvenlik hukukuna ilişkin hükümler, Türk devletinin sosyal ve ekonomik politikaları kapsamında düzenlenen hükümler genel itibariyle doğrudan uygulanan kurallar olarak kabul görmektedir.


Tüm bu hususlar dikkate alındığında Türk mahkemelerince görülmekte olan ve yabancılık unsuru taşıyan iş hukuku uyuşmazlıklarında işçi, Türk hukukunun koruma sağladığı tüm hükümlerden yararlanacak, Türk hukukundan daha az koruma sağlamayan diğer hususlara ise yetkili yabancı hukuk uygulanacaktır

                                                                                           Av. Çılga Kumsal Şahin  

{ "vars": { "account": "G-1REJ3H5V8B" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }