Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasından biri soldu. Usta sanatçı Fatma Girik, yaşama veda etti.
Uzun süredir yaşadığı rahatsızlıktan ötürü hastaneye bağımlı hale gelen yeşil gözlü, cesur yürekli sanatçısı ne yazık ki koronanın neden olduğu çoklu organ yetmezliğinden hayatını yitirdi.
Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit ile oluşturduğu Türk Sineması’nın “Dört yapraklı yoncası” bir eksik artık. Güzelliğini vicdanı ve insancıllığı ile bütünleştiren Fatma Girik, 1989-1994 yılları arasında üstlendiği Şişli Belediye Başkanlığı görevinde emeğe ve yoksula yakın, adaletli yönetimiyle kurt politikacıları aratmayacak nitelikte işlere imza attı, halkın yararına eylemleri gerçekleştirdi.
1989 yılında Sosyaldemokrat Halkçı Parti’den (SHP) katıldığı yerel seçimi kazanarak Şişli Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmuştu. O halkın Fatma’sı, Fato’suydu. Kendisiyle özdeşleşen bu niteliğini filmlerinde olduğu gibi Belediye Başkanlığı görevinde de kanıtladı. Bir yanı varsılların, diğer yanı yoksulların ağırlıkta olduğu birbirine çok ters demografik yapıyı barındıran Şişli’de dört yıllık başkanlık döneminde hiçbir zaman sırıtmadı, hep kamu yararına olanları uyguladı.
Kısa dönem yaptığı ”Söz Fato’da” adlı televizyon programı ile belediye başkanlığı dönemindeki gibi yine halkın yanında durdu, karaborsacıların, haksız vurgun yapanların, emeği sömürenlerin belalısı oldu, haksız kazançlarını gözler önüne serdi. Kuşkusuz, sosyal demokrat, Atatürkçü kimliğinden beslenerek icraatlarını hayata geçirdi. Bir anlamda sinemadaki başarısını kısa dönem olsa bile politikada da gösterdi.
Gazeteci Bircan Usallı Silan “Dört yapraklı yonca” adlı kitabında Yeşilçam’ın unutulmazları, Türk Sineması’na damga vuran dört kadın oyuncu Fatma Girik, Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit’in yaşamı, sevinçleri, hüzünleri ve ortak yönlerini anlatmıştı.
Silan dört sanatçıyı “ Onlar, adlarını suya değil, zamana ve yüreklerimize yazmayı başardılar. Yaşlanmayan, eskimeyen, hep beğeniyle alkışlanan dört ünlü kadın. Asla özgür olamadılar. Asla gerçek anlamda mutlu da olamadılar. Asla çok zengin olamadılar. Asla tatmin de olamadılar. ‘Keşkeleri’ hep oldu. Met-cezirleri, artıları, eksileri, özlemleri, arzuları, gizli kalmış acıları, paylaşamadıkları sevinçleri ve aldatılmaları” sözcükleriyle tanımlamıştı.
180 filmde oynayarak bir rekoru gerçekleştiren Fatma Girik, Keşanlı Ali Destanı, Sürtüğün Kızı, Büyük Yemin, Ezo Gelin filmlerindeki oyunculuğu ile ulusal festivallerde ödüller kazandı.
Hiç kuşkusuz, yaşamının ayrılmaz parçası olan yönetmen Memduh Ün ile olan birlikteliği tutkulu sevdanın yalın örneği idi. Halkın Fato’su sevdiğine kavuştu. Mekanı cennet olsun.