Sokaklarda eksik olmayan şiddet, kadın cinayeti, son yıllarda moda olan motosikletli silahlı saldırılar, okulda çocuklara her yerde kadınlara cinsel taciz, uyuşturucu bağımlısı gençlerin iflah olmaz silah tutkusu. İç karartan haberler gündeme damgasını vuruyor. Şiddet her yanımızı sarmış durumda.
Küçük Narin’in öldürülmesi ile sarsılan Türkiye, genç polis Şeyda Yılmaz’ın gözü dönmüş suç makinesi tarafından şehit edilmesi ile bir kez daha yıkılmıştı. Acıları henüz soğumamışken İstanbul’da psikopat katilin iki genç kızı anlatılamayacak vahşetle yaşamdan koparması ne denli şiddet sarmalı ile karşı karşıya olduğumuzun net fotoğrafı. Mafya tetikçisi uyuşturucu bağımlısı gençler sokaklarda terör estiriyor.
Eski Fenerbahçeli futbolcu Serhat Akın baş belası çetenin maşası motosikletli teröristler tarafından ayağından kurşunlandı. İstanbul Beyoğlu’nda gece geç saatlerde tek başına yürüyen genç kız suç makinesi iki saldırgan tarafından cinsel tacize uğradı. Neyse ki duyarlı yurttaşlar suç makinelerinin elinden kurtardı o kızı. Bunlar gazete sayfalarına ve TV haberlerine yansıyan yürek burkan haberler. Ya haber olmayanlar!
Neden şiddet sarmalında boğuluyoruz? Katil sürüleri, suç makineleri, acımasız psikopatlar, uyuşturucunun tutsak aldığı gençler neden terör estiriyor, ellerini kollarını sallayarak rahatça gezebiliyorlar? TV’lerde şiddetti özendiren diziler, mafya filmleri, işsizlik, ailelerin yaşadığı ekonomik sorunlar ve huzursuzluk, eğitimden uzaklaşmak, kısa yoldan köşeyi dönme tutkusu, okul önlerindeki torbacılar, gençlerin kendinden üstün sınıflara özenmesi gibi nedenler suç dosyalarının kabarmasına yol açıyor. Toplum bilimcilerin enine boyuna irdelediği temel sorun halkın başına bela oluyor.
Polis ve jandarma gözü dönmüş canileri anında yakalıyor ve yargıya teslim ediyor. Ne var ki infaz yasalarından ötürü olsa gerek önce salıveriliyor, toplumdan gelen şiddetli tepki üzerine tutuklanıyorlar. Böylesi suç makinelerinin ortalıkta rahatça gezmemeleri için ceza ve infaz yasalarında kökten değişikliğe ivedilikle gereksinim olduğu son acı olaylarla bir kez daha görüldü. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bu konuda gerekli adımları atacaklarını duyurmuştu. Umarım beklemeden gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilir.
Umut Vakfı’nın verileri kan donduran bela ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyuyor. 2023 yılında Türkiye genelinde 3 bin 773 silahlı şiddet olayı basına yansıdı. Bu olaylarda 2 bin 318 kişi yaşamını yitirdi, 3 bin 820 kişi de yaralandı. Resmi rakamların dışında yılda 4 bini aşkın kişinin öldüğü hesaplanıyor. Verilere göre Türkiye’de 30 milyonu aşkın silah var. Bunların 4 milyonu ruhsatlı. Bazı evlerde birden fazla silah var. Silah edinim sayısı her yıl yüzde 3.5 oranında artıyor. Çılgınca silahlanmanın önüne geçebilmek için ruhsatlandırma ilgili ciddi önlemler alınması şart. Ruhsatız silahla yakalanan kişinin cezası para değil, hapis olmalı.
Adalet Bakanlığı rakamlarına göre toplam295 bin 268 kapasiteli 404 ceza infaz kurumunda 350 bini aşkın tutuklu ve hükümlü var. Cezaevlerinde kapasitenin hayli üzerinde kişi bulunuyor. Mevcut tutuklu ve hükümlüye yetmiyor hapishaneler. Belki de infaz yasası bu nedenle kolay uygulanıyor. Veriler ülkedeki suç oranı yüksekliğinin, her gün artan silahlı şiddetin kanıtı. Hayat pahalılığı ve işsizliğin ardından ülkenin en önemli sorununa karşı bir şeyler yapmanın zamanı çoktan geçti.