Aylar önce bir köşe hem söylemiş hem de yazmıştım...

Gaziantep’te aylar sonra birde bakacağız Koronazadeler ve Koronazedeler ortaya çıkacak diye...

İnanın geldiğimiz noktaya bakıyorum da ben o kadar masum düşünmüşüm, o kadar minimal hesaplar yapmışım ki...

Şu anki durum ile benim o gün anlattığım durum arasında dağlar kadar fark var...

Koronazedeler zaten malumunuz, sağlıkçılar, esnaf, bizim dürümcü Rıfkı dayı, Ciğerci Apo dayı, Harun usta, Terzi İbrahim usta, Kahkeci Şükrü usta, Dondurmacı Bedri, Bakkal Erdal falan...

Önemli değil yani, hatta yazmaya bile değmez(!)

Kim bilir o zaman da kimler varlıklarına varlık kattı.

Şimdi de durum farklı değil aslında...

Korona artık iyiden iyiye grip gibi bir hastalık olmaya başladı. Halen popüler olsa da ne yazık ki insanlar gripten korktuğu kadar korkmaya başladı bu pandemik beladan...

Geçen zamanda binlerce esnaf mağdur oldu, binlercesi de halen büyük diyetler ödemek zorunda...

Ülke ekonomisi de etkilendi bu olaydan... Her şeyin fiyatı ateş pahası oldu son bir kaç ayda.

Birde üstüne Rusya-Ukrayna savaşı…

Evet, pandemi ekonomiyi etkiledi ama ne yazık ki olan yine bizlere yani halka oldu.

Ayçiçek yağından peynire, sigaradan alkole, kırtasiye malzemesinden ayakkabıya, benzinden doğalgaza, bebek mamasından benzine, mazota, elektirk, LPG, domatesten salatasına kadar her şey ateş pahası oldu.

Her şeyin fiyatı yılbaşından bu yana neredeyse 3-4 katı arttı.

Ülkede ikiye katlanmayan tek şey ise çalışanın maaşı oldu bu süreçte.

İnanın artık bu maaşlarla geçinmenin, hele birde evliyseniz yaşamanın bile imkânsızlaştığı bir duruma büründü ülke.

Asgari ücret alan vatandaşlar enflasyon ile uğraşırken artan vergiler, biriken borçlar derken tek çare görülen bankalara yüklendikçe yüklendi.

Bankalar gayrimenkul zengini, doları altını olanın 2 kat parası, emlak zengini olanın 2 kat geliri oldu.

Sade vatandaşın ise borcu 2 katına çıktı, elindeki avcundaki eridi gitti. Parası dondurma gibi eridi gitti...

Hükümetin her şeye rağmen halen ülkeyi güllük gülistanlık gösterme çabaları ise iyiden iyiye antipatik bir hal almaya başladı.

Çocukken bir oyun vardı çok severek oynadığımız.

Yaşı biraz kemale varmış herkes hatırlar bu oyunu...

Zaten AK Parti öncesi de siyasetçiler de çoğu zaman oynadı bu oyunu...

Yine başımızdakiler ipin ucunu kaçırınca kendini bu oyuna sardı...

Neydi o oyun biliyor musunuz?

Halka geçirmece!!!

Gözüme baka baka yalan atanlardan da bıktım usandım.

Kim gelirse gelsin ne fark edecek ki?

Cebini dolduranlar giderse yerine cepleri boş olanlar gelecek...

Onlar cebini doldurup doldurup yine bu oyunu oynamaya başlayacak...

Yine bol bol halka geçirilecek...

Uçtu...Uçtu. Antepfıstığı'nda ' Zam Oyunu ' Bakın Kaç Lira Oldu

İç Antep fıstığının toptan fiyatı, bazı stokçu tüccarların uyguladığı zam oyunuyla piyasa yükseldi

Ekonomik krizin yol açtığı zam sağanağı fırsatçılara büyük kazanç kapısına dönüştü.

200 lira olması gereken iç Antep fıstığının toptan fiyatı, bazı stokçu tüccarların uyguladığı zam oyunuyla bir anda 450 liraya tırmandı.

Devlet oyuna seyirci kalınca halk boş baklavaya mahkum oldu.

Güneydoğu illerinde yetişen Antep fıstığının piyasası ağırlıklı olarak Gaziantep’in Nizip ilçesindeki ‘iç dünyası' pazarında oluşuyor. Arz talep dengesine göre oluşması gereken fiyat, hemen her yıl stokçu tüccarların müdahalesine uğruyor.

Ancak bu yıl ekonomik krizi fırsat bilen stokçuların kar iştahı kabarınca oyun daha da büyüdü.

Bu dönem iç fıstığın toptan kilo fiyatı 165 liradan başlayıp ihracat ve kurun etkisiyle 220 liraya kadar çıktı. Fiyatın daha sonra 200 lira civarına düşmesi bekleniyordu.

MÜDAHALE EDİLMEDİ

Ancak, düşük fiyattan 60-70 ton iç fıstığı depolayan stokçu tüccarlar, fiyatları yükseltmek için önce 240 TL, daha sonra 260 TL'den 300-500 kiloluk karşılıklı alım-satım yapmaya başladı.

Devlet ithalat restiyle müdahale etmeyince oyun büyüdü. Fiyatlar aynı yöntemle 300 TL'yi, ardından 400 TL'yi gördükten sonra 450 TL'ye kadar çıktı.

Tüccarların ucuza kapattığı stoktaki 60-70 ton iç fıstık bu oyunla iki kattan fazla değer kazandı.

Aynı yöntemle kabuklu fıstığın işlenmemiş toptan kilo fiyatı 65 liradan 110 liraya, işlenmiş fiyatı da 170 liraya çıktı. Fiyatlar uçunca baklavalar fıstıksız kaldı.

BAKLAVADAKİ PAYI 53 LİRA


Yüzde 70'i Şanlıurfa'da üretilen Antep fıstığının yüzde 80'i baklava, geri kalanı da lokum, helva ve çikolata üretiminde kullanılıyor. Bir kilo baklavada 100 gram iç fıstık kullandıklarını belirten baklavacılar, “Fıstık bize ulaşıncaya kadar fiyatı 530 lirayı buluyor. Bir kilo baklavada fıstığın maliyeti 53 liraya çıktı. Fıstık 22 liralık normal fiyatına düşse baklavanın kilosu 30 lira ucuzlar” dediler.

Gastronomi Şehri Gaziantep'te 'BAKLAVA'YA yine ZAM GELDİ!

Unuttuğumuz Antep Baklavası 250 TL...

Baklavanın başkenti Gaziantep’te Baklava fiyatlarına yine zam geldi. İç fıstık fiyatlarında meydana gelen zam nedeniyle yapıldığı öğrenilen yeni zam ile birlikte baklava. Fiyatları şöyle oldu: Normal baklavanın fiyatı 220 TL’den 250 TL’ye, Kare Baklava 260 TL’den 320 TL’ye, Özel Şöbiyet Baklava 300 TL’den 350 TL’ye, Midye Baklava 300 TL’den 350 TL’ye, Dolama 300’den 360 TL’ye, Bülbül Yuvası 300 TL’den 360 TL’ye yükseldi.

Gaziantepli Baklavacılar, zammın nedeninin fıstık krizi olduğunu ve fiyatların 450 TL'ye yükselmesinin etkili olduğunu ifade ettiler.

Şu an için ünlü baklava firmalarında geçerli olan baklava fiyatlarının önümüzdeki günlerde kent genelinde faaliyet gösteren tüm baklavacılardan geçerli olacağı öğrenildi.

Geçen günlerde Baklavacılar Derneği Başkanı ve yönetim kurulu zamları ve fıstıkta artışını protesto ederek ‘’Baklavada artık fıstık kullanmayacağız’’ demişlerdi.

Ardından baklavaya kallavi zam geldi. Millet evine ekmek alamayacak duruma gelmişken, baklavada bu zam da nereden çıktı diyeceksiniz.!

Allah bunların gözünü bir avuç toprak doyursun. Gözleri doymaz.

Allah ıslah etsin bunları… Bir Baklavanın maliyeti 55-65 lirayı geçmez… Eee bu fiyatlar ne diyorsunuz değil mi?

Bu baklavacı arkadaşların terazi ve dara oyunu çıkmıştı. Paranın içinden geçen, gözleri asla doymayan, para hırsıyla yanıp tutuşan pek muhterem çok çok böyükk baklavacı arkadaşlara devlet bir el atamaz mı? Dokunulmazlıkları mı var?

Devlet dokunamaz… Maliye dokunamaz, defter incelenemez… SGK dokunamaz bunlara... Devlete bu kadar böyük kazançtan ne kadar vergi veriyorsun diye soramaz… İnanın akıllarından bile geçiremezler…

Alış veriş yapana ne fiş ne de fatura vermezler! İsteyeni de kovalarlar. Ama koskaca Türkiye Cumhuriyeti devleti de hesap soramaz…

Çünkü araya çok böyük hatırlı gönüllü siyasetçiler girebilir…

Bu arada, Taa Urfa'dan Gaziantep'e kadar gelip tüm baklavalık iç fıstıkları toplayıp giden büyük stokçu 'Güneş' seni de notlarıma aldım. Bakanlık bakar sana dokunamaz ama ben bakmam...

Vah benim güzel ülkem vah…

İnşallah her attığını geçirene denk gelmeyiz de bu oyundan en az zararla çıkabiliriz...

Kalın sağlıcakla...