Bir ocağı söndüren ve birçok insanın yaralanmasına sebep olan yazar Eylem Tok'un oğlu, annesi tarafından önce Mısır’a sonra da Amerika’ya kaçırıldı.
Oğlunu kaçırmayıp Türk adaletine teslim etse ne olacaktı?
Soruşturma taksirle yaralama suçundan açılır. Mevcut verilere göre bilinçli taksir veya olası kastın uygulanmasını gerektiren bir veri bulunmamaktadır.
5237 sayılı TCK 85/2. maddesine göre bir kişinin taksirle ölümüne neden olan ve birden fazla kişinin de yaralanmasına sebep olan kişi 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılır.
Kaçma ve/veya kaçırma olayı olmasaydı mahkeme bu olayda tahmini olarak yaralıların sağlık durumuna ve SSÇ’nin olaydaki kusur durumuna göre tahmini olarak alt sınırdan uzaklaşarak temel cezayı tahminen 3 yıl olarak belirlerdi.
Fail/SSÇ 17 yaşında bir çocuk olduğu için TCK 31/3. Maddesinin son cümlesine göre cezasında 1/3 oranında indirim yapılır. Buna göre indirim sonrası cezası 2 yıla düşmüş olurdu.
Yine olay yerinden kaçmamış olsaydı bu durumda da TCK’nun 62. Maddesine göre belirlenen bu indirimli cezaya da 1/6 oranında iyi hal indirimi uygulanacaktı. Bu durumda neticede 1 yıl 8 ay hapis cezası almış olacaktı.
Bu hapis cezası da mevcut yasal düzenlemeye göre günlüğü 30 TL den adli para cezasına çevrilerek toplamda 18.150 TL adli para cezasına çevrilmiş olacaktı.
Mahkeme sigortaya karşı ve kazaya sebep olan sürücüye ve araç sahibine karşı açılacak tazminat davasında zararın giderileceği gerekçesiyle de neticede CMK’nun 231. Maddesine göre HAGB (hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına) kararı vererek 5395 sayılı ÇKK 23/1- son cümlesine göre 3 yıl denetim süresi içinde yeni bir suç işlememesi halinde mahkumiyet hükmünün ortadan kaldırılmasına karar verecekti.
Bu durumda yazar Eylem TOK ertelenmiş 18.150 TL para cezası almaması için oğlunu kaçırmış ve durumunu çok daha ağır bir hale getirmiş oldu.
Ancak ölümlü trafik kazalarında savcılıklar başlangıçta maktulün ailesindeki muhtemel bir duygusal taşkınlığı önlemek amacıyla tutuklama istemiyle sevk eder. Sulh ceza hakimleri bu sebeple de tutuklama kararı verebilir.
Olayın faili bir çocuk olduğu için tutuklanmama ihtimali yaşı büyük birine göre daha fazla olur. Kanaatimce Eylem TOK’un oğlu ya tutuklanmaz(% 40 ihtimal) ya da itiraz üzerine yahut ilk tutuk incelemesinde yani bir aylık süre içinde(tahmini % 80) tahliye edilmiş olacaktı.
Ertelenmiş (HAGB) bir adli para cezası için kırmızı bülten çıkarılmasına sebep olmaya değer miydi?
Mevcut durumda cezanın alt sınırı da artmış oldu. En az 5 yıl bence tahminen 6 yıl uygulanır. Yaş küçüklüğünden 1/3 indirim alarak 4 yıl hapis cezası alır. İyi hal indirimi ise olay yerinden kaçtıkları için uygulanmaz. Bu durumda günlüğü 30 TL den 43.830 TL adli parası cezası alır. Muhtemelen HAGB de verilmeyebilir.
Ve olay yerinden kaçtıkları için bundan sonra yakalanması halinde oğlu da kendisi de çok yüksek ihtimal ile tutuklanır.
Her ne kadar Eylem TOK hakkında TCK 283. Maddesine göre soruşturma başlatılmış, yakalama kararı çıkarılmış ve kırmızı bülten çıkarılmış ise de aynı maddenin 3. fıkrasına göre hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir. Bu suçtan yakalanır gözaltına alınır veya tutuklanırsa maliye hazinesine karşı tazminat davası açma hakkı doğar.
Mala zarar verme suçu taksirle işlenmez. Bu sebeple de sadece SSÇ/oğul T. C. taksirle yaralama ve taksirle öldürme suçundan sorumlu olur.
Hem suçlu hem güçlü misali birde hadsizce daha adil mahkemede yargılanmasını talep ediyor.