İyileriyle kötüleriyle bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2024 iyiliklerin az, kötülüklerin çok olduğu yıl olarak anımsanacak.

Milyonlarca dar ve sabit gelirlinin yüzünün gülmediği, umdukları gönence ulaşamadıkları,  cepleri boşaltan hayat pahalılığının, türlü vaatlere karşın  ateşi düşürülemeyen yüksek enflasyonun damga vurduğu , yoksul sayısının hızla çoğaldığı, bir avuç varsılın yumağını daha büyüttüğü bir yıl oldu 2024.

Kadın cinayetleri ile çocuklara tacizin önlenemediği, halkı rahatsız eden mafya türü yapılanmaların kendini bolca gösterdiği, paranın ve açgözlülüğün temel değer alındığı ve beraberinde toplumsal yozlaşmanın öne çıktığı bir yıl oldu 2024.

Cumhuriyet tarihinin en büyük gelir eşitsizliğinin yaşandığı, yoksulluğun yaygınlaştığı, en zengin yüzde 1’in ülkedeki servetin yüzde 40’ına sahip olduğu kalan yüzde 99’unun servetin yüzde 60’ını paylaştığı, emeklinin , dul ve yetimin akşamları pazara giderek seçilen ürünleri ucuz almaya çalıştığı, bayramlarda torunlarına harçlık veremediği, tatil yapamadığı,  tiyatroya  ve sinemaya adım atamadığı yıl oldu 2024.

10 milyona yakın  asgari ücretli emekçinin, 16.5 milyon emekli, dul ve yetim ile esnafın, çiftçinin yetersiz aylıklarından ötürü “Geçinemiyoruz” diye feryat ederek alanlarda seslerini daha çok siyasi iradeye duyurmaya çalıştığı, haberlerinden, yazdıklarından ve televizyon programlarından dolayı gazetecilerin göz altına alındığı, evinde hapse tutulduğu bir yıl oldu 2024.

Diyarbakır’da küçük Narin’in ailesi tarafından acımasızca yaşamdan koparıldığı, geç saatlerde sokaklarda ve caddelerde gezinen kadınların magandalar tarafından tacize uğradığı, mafya ve uyuşturucu tacirlerinin küçük çocukları ağlarına düşürmeye çalıştığı kötü bir yıl oldu 2024.

Büyükşehirlerin ardından illerde, ilçelerde kıyı kentlerde göğü delen çok katlı ucube binaların giderek çoğaldığı, bir avuç sermayenin rantı uğruna halkın nefes alanları yeşilin ve  mavinin yok edildiği  ormanların  yakıldığı  halkın bu ranta karşı elinden geldiğince mücadele ettiği yıl oldu 2024.

31 Mart yerel seçimlerinde siyasi iradenin yıllar sonra ikinci sıraya gerilediği, Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin şaşırtıcı şekilde terör elebaşısına yönelik  “DEM Parti Grubunda konuşsun, PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunsun” sözlerinin ardından yılın son günlerinde Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’ın İmralı’ya giderek terörist başı ile görüşmesi, yanı başımızdaki Suriye’de Esad rejimin çökmesi,   Suriye’nin kuzeyinde  yuvalanan terör örgütü PYD/YPG’nin bu gelişmelerden sonra nasıl bir tutum takınacağının izlendiği, aralık ayının son günlerinde hükümetin 2025 yılının sonbaharında seçime gideceği savlarının, yani erken seçim tartışmalarının çoğaldığı bir yıl oldu 2024.

Toplumda, siyasette ve ekonomide yaşanan bu gelişmelerin yanında toplumda dayanışma, yardımlaşma ve garibanlara katkıda bulunma duygusunun eksilmediği, aksine arttığı insanlığın öne çıktığı yıl oldu 2024. Öyle ya  toplumsal dayanışma ruhu olmasaydı ne yapar ne ederdi  milyonlarca yoksul gariban. 12 bin 500 TL gibi mutfağı ve cebi yakan hayat pahalılığı karşısında nasıl ayakta kalabilirdi bu insanlar? İnsanlığın ölmediğini bir kez daha gösterdi vicdanlı ve duyarlı yurttaşlar.

Acı ve tatlı günleri ile 2024 yılı geride kaldı. Her yıl yeni umut, coşku ve özlem duyulan beklentileri beraberinde getirir. Umarım yeni yılda milyonlarca emekçi, emekli, dul ve yetim insanca yaşanabilir gelir düzeyine ulaşır, sorunsuz yaşam sürdürür. Dengenin gözle görülür derecede varsılların lehine olan gelir adaletsizliği yoksullar lehine giderilir, herkes kazancı oranında vergisini öder. Hangi ülkede emekçi ve emekli dolaylılarla birlikte toplam verginin yüzde 70-75’ni ödüyor? 

2025’in halkımıza esenlik, erinç, mutluluk dolu günlerle hak ettiği gelire kavuşmasını, ülkemizin  yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı sarmalından sıyrılarak ekonomide ve dünyada başarılı olmasını dilerim.