SSK ve Bağ-Kur emeklisine yüzde 15.75, memur ile memur emeklisine yüzde 11.54 zam veren iktidar, yurttaşın ve emeklinin muayene ücreti için ödeyeceği katılım payını dudak uçuklatacak oranda artırdı.

Resmi Gazete’de yayımlanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ”e göre, Eğitim ve Araştırma Hastaneleri muayene ücreti yüzde 542 zamla 7 TL’den 45 TL’ye yükseldi. Özel hastanelerin muayene ücreti yüzde 233 zamla 15 TL’den 50 TL’ye yükselirken, kamu hastanelerinde muayene ücreti yüzde 233 artışla 6 TL’den 20 TL’ye çıktı. Üniversite hastanelerine gidenler ise 8 TL yerine artık yüzde 462 zamla 45 TL katılım payı ödeyecek.

Yeni tebliğ ile milyonlarca dar ve sabit gelirlinin, özellikle en az kronik bir hastalığı bulunan ve sık hastanelere giden emeklinin cebinden daha fazla katkı payı çıkacak. Açlık sınırının altında kalan aylıklara mahkum olan emekli, dul ve yetim 15 Ocak’tan itibaren sağlık hizmetini daha pahalı alacak.

Muayene ücretleri az görünse bile sık sık sağlık sorunları yaşayan emekli bu artışın mali olumsuzluğunu daha çok yaşayacak. 17 milyona yakın emekli, dul ve yetimin çoğu ciddi sağlık sorunları ile boğuşurken, yetersiz aylıklarla geçinmeye çalışırken zorunlu sağlık hizmeti katılım payına gelen devasa zam karşısında bir kez daha yoksun olacak.

Sağlık hizmeti bireyler için vazgeçilmez insan hakkıdır. Bu hakkın yerine getirilmesi ve yurttaşa en kolay ,ücretsiz sunulması sosyal devletin kaçınılmaz görevidir. Ancak, 1 Ocak 2012’te “Sağlıkta Devrim” slogan ile hayata geçirilen Genel Sağlık Sigortası ile sağlık hizmeti iyiden iyiye paralı hale geldi. 2002 yılından itibaren başlayan uygulamalarla kamuda sağlığın payı azalırken, özel hastanelerin ağırlığı arttı. Eski köklü hastaneler kapatılarak, Şehir Hastaneleri’nin yapılması sonucu kamu hastanelerinden randevu alabilmek, muayene olabilmek oldukça zorlaştı. Öyle ki, bazı branşlarda bir, iki yıl sonrasına, muayene, tomografi ve ameliyat randevusu alabiliyor yurttaş. Eğer, bir tanıdığı hekim ve siyasetçi, ya da başka torpili yoksa bekleyecek o uzun randevuyu.

091319619 Para 9

Parası olan sayıları 570’i aşan özel hastanelere giderken, parası olmayan yoksul ve garibanlar aylar sonrası kamu ve üniversite hastanelerinden gelecek randevusunu bekliyor. Tabii bu sürede ölmez ve yaşarsa.

Sağlıkta böylesine bir derin sorun var ortada. Çok büyük Şehir Hastaneleri’nin yatak kapasitesi fazla olsa bile yoğunluktan aciller dışında beklemeden hemen muayene olabilmek, tomografi ve ultrason çektirebilmek çok zor. Ancak hastanın durumu acil olacak ki hemen bakımı yapılabilsin, gerekirse ameliyatını olabilsin. Özel hastanelerin yanına yaklaşabilmek emekli ve yoksul yurttaş açısından mümkün değil. Yüksek fiyatları dudak uçuklatıyor. Nasıl ödeyebilsin ayda eline 14 bin 469 TL geçen emekli özel hastanelerin şaşırtıcı fiyatlarını.

Özel sağlık sigortası desen, o ayrı yüksek tutarda. Özel hastanelerden yararlanmak için “en azından Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’na sahip olayım” deseniz yıllık en düşük fiyatı 30 bin, 40 bin, 50 bin TL’den başlıyor. Bu fiyatlar her yıl yüzde 150 ile yüzde 250 oranında artıyor. Hal böyle iken aylığına yüzde 15.75 oranında zam yapılan emekli, dul ve yetim eğer ek geliri yoksa nasıl özel sağlık sigortasını edinsin, nasıl özel hastanelerde muayene ve ameliyat olabilsin.

Onların sağlık açısından tek çözümü kamu, eğitim ve araştırma ile üniversite hastaneleri. Şimdi de o hastanelerdeki muayene ücretine hatırı sayılır oranda zam geldi. Hekimin reçete ettiği ilaçları eczaneden alırken ayrı bir katılım payı da ödüyorlar. Katılım payları aylığından kesildiğinden bir ay sonra eline geçen para kuşa dönüyor.

Yoksun olmamaları ve aylıklarından kesinti yapılmaması için çalışırken maaşından yüzde 12 oranında sağlık sigorta primi kesilen emekli, dul ve yetim, sağlık hizmeti katılım payından muaf tutulmalı. Eksiksiz ve gecikmesiz sağlık hizmeti bireyin öncelikli ötelenemez insan hakkıdır. Sosyal devlet bu hakkın karşılanmasını sağlamakla yükümlüdür.