TÜİK’in aralık ayı enflasyonu beklentilerin ve benzeri ölçümlerin çok altında çıktı. Memur ile emekli maaş ve aylıklarına buna bağlı yapılacak zam oranı da çok düşük kalacak.
TÜİK’in aralık ayı TÜFE oranı yüzde 1.03, yıllık enflasyon oranı yüzde 44.38 oldu. Buna göre memur ve memur emeklisine yüzde 11.54, SSK ve Bağ-Kur emekli, dul ve yetimine yüzde 15.75 oranında zam verilecek Bağımsız ölçüm yapan ENAG’ın aralık ayın enflasyonu yüzde 2.34, yıllık enflasyon yüzde 83.40 düzeyinde gerçekleşirken, İTO’nun aralık ayı TÜFE oranı yüzde 1.74, yıllık TÜFE oranı yüzde 55.27 oldu.
Aralık ayı piyasa beklentileri yüzde 1.6-1.7 düzeyinde iken TÜİK’in duyurduğu yüzde 1.03’lük veri siyasi iktidarı destekleyen medya tarafından bile şaşkınlıkla karşılandı, piyasaların kafasını karıştırdı. Milyonlarca garibanın alacağı zam oranı beklentilerin oldukça altında kaldı. Yüzde 1.03’lik TÜFE verisi yılın en düşük aylık artışı idi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başta olmak üzere siyasi iktidar yetkilileri “Enflasyon gerilemeye başladı” dese de piyasanın, çarşı-pazarın ateş gibi cep yakan fiyatları hiç öyle demiyor.
Enflasyonla mücadele adına olumlu karşılanabilir, ama canı ve cüzdanı yanan memur ile emekli açısından yüzde 1.03’lük TÜFE artışı asla kabul edilemez. Yıllık enflasyon artış oranı yüzde 1.3’e göre çok fazla değişmeyecek ancak 1-2 puan eksikliği bile maaş ve aylığından başka geliri olmayan garibanlar açısından çok önemli.
TÜİK herkesi ters köşe yapan yüzde 1.03 oranındaki aralık ayı TÜFE verisi ile memur ve emekliyi adeta silkeledi.
TÜFE duyurusunun ardından soluğu TÜİK’in önünde alan memur ile emekli açıklamaları ve attıkları sloganlarla kuruma olan tepkilerini anında gösterdi.
Öyle ya ; memur ve memur emeklisine yüzde 11.54 oranında, SSK ve Bağ-Kur emekli, dul ve yetimine yüzde 15.75oranınd zam hangi sorunlarına çözüm getirir, günlük yaşamlarında bir ölçüde nefes almalarını sağlar? TÜİK, maaş ve aylıkları resmen budadı.
Memur ve emekliye gönenç düzeylerini yükseltmeyen yetersiz zam verilmesinde 2008 yılında hayata geçirilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası önemli rol oynuyor. 2008’den sonra SSK ve Bağ-Kur emekli aylığına yılda iki kez son 6 ayda gerçekleşen enflasyon oranında artış yansıtılıyor. Aslında buna zam demek de doğru değil. Zira aylıklarda 6 ayda enflasyondan ötürü oluşan kayıplar gideriliyor. Aylıkları kuşa çeviren TÜFE zammı uygulaması nedeniyle emeklinin alım gücü yüzde 200 oranında geriledi. Eğer 6 aylık enflasyon artışının yanı sıra göreceli gönenç payı verilse o zaman bir anlamı olur emekli için.
Memur ile memur emeklisine de toplu sözleşme uyarınca 6 ayda bir artış yansıtıyor. Oluşan enflasyon farkı da bu zamma ekleniyor. Hem memur hem de emekli çok düşük zamlardan ötürü hep enflasyona ve hayat pahalılığına yeniliyor, satın alma güçleri sürekli geriliyor.
İşçi, esnaf ve çiftçi aylıklarına TÜFE zammı yerine katsayı ve gösterge sistemi uyarınca zam yapılsa kuşkusuz ellerine geçecek para bugüne göre çok daha yüksek olacak.
Memur ve memur emeklisinin yoksun olmasında hükümet ile yetkili konfederasyon Memur-Sen arasında yürütülen toplu sözleşmenin düşük zam oranları ile bağıtlanması son derece etkili.
Yüzde 11.54’lük zam oranı karşısında hükümete “ek zam” çağrısında bulunan ve bir dizi eylem yapacağını açıklayan Memur-Sen’in toplu sözleşme masasında daha kararlı ve ödün vermez tutum takınması gerekiyor.
Gözler mevcut 12 bin 500 TL tutarındaki en düşük aylığın yükseltilmesinde. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu ay içinde gerekli yasal düzenlemenin yapılarak en düşük aylığın artırılacağını duyurdu.
Mevcut 12 bin 500 TL’nin 14 bin 500 veya 15 bin TL’ye çıkarılacağı konuşuluyor. Yeter mi yetmez. Aslında tüm memur ve emekli belirgin gönenç payını umutla bekliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklentilere nasıl yanıt vereceği merak ediliyor.